Büyük bir özgüven kazanan ay-yıldızlı ekibin, Berlin’de oynanacak dev müsabakadan zaferle ayrılarak yarı finale yükselebileceği görüşü öne çıktı.
Milliyet yazarlarının Hollanda – Türkiye maçı öncesi değerlendirmeleri şu şekilde:
DİKKAT KAHRAMAN ARANMIYOR | ATTİLA GÖKÇE
Çeyrek finalde karşımızda Hollanda var. Her şeyden önce söyleyelim ki bu maçta kahraman ararsak fena halde yanarız. Kahramandan çok takım oyununa ihtiyacımız var. Montella ve yardımcılarının çok iyi bir taktik tutarlılıkla milli takımı bilgiyle donatması ve çok iyi oynatması gerekiyor. Şu rakama dikkatinizi çekerim. Avusturya bizim ceza alanımızda 69 kez topla buluştu, bunların 31’i kaleye 11 metre mesafede penaltı noktası civarındaydı. Orada bekledikleri golleri attırmadık bu bir başarı.
Hollanda, Romanya maçında rakip ceza alanına 58 defa girdi. Bunların 50’si penaltı noktası civarındaydı.
Rakibe bu kadar giriş fırsatı verirsek, cezayı keserler. Milli takımın savunmayı topu kaybettiği noktadan başlatması, orta alanda yoğunlaştırması ve bizim ceza alanımıza girmelerine fırsat vermeden topu geri kazanması gerekiyor.
Bu maçta İsmail ve Orkun cezalı. Hakan daha yaratıcı bir rolle oynayabilir. Kaan’ın çapa rolüne ortaklık edecek ikinci futbolcunun dikkatle seçilmesini bekliyoruz. Barış Alper’in santrfor gibi oynaması sadece yordu. Kendi yerinde sağ kanatta oynaması, verim sağlayabilir. Montella’nın bu maçta onu sol kanada da koyarak hiç değilse bir 20 dakika santrforlu çözümleri denemesini bekliyoruz.
MONTELLA DERSİNE ÇALIŞIYOR | TAYFUN BAYINDIR
Avusturya engelini geçerken gördük; bizim İtalyan dersini iyi çalışıyor… Montella son maçta topu rakibine bırakıp, duran toplarla hedefini ulaştı. Oyuncularından istediği buydu ve oyuncuları da bu taktiğe harfiyen uydu. Hatırlayalım, maçın ardından zaferin mimarlarından hangisi kamera karşısına geçse, hocasının rakip analizine atıfta bulundu. Kısacası Montella ekibiyle birlikte rakibi çözme ve önlem alma konusunda bir hayli başarılı göründü şu ana kadar.
Şimdi sırada Hollanda var. Ne oynadığı, nasıl oynadığı, kadro biçimi ve sistem tercihi çok net olan bir takım… Cruyff felsefesinin mutlak uygulayıcısı ama bir o kadar da yıldızlara mahkum. Koeman bize karşı Gakpo ve Depay’ı çözüm üretenlerin en tepesine koyacaktır.
Ana sorunu yumuşak bir kadroya sahip olması… İşte burada Montella devreye girecektir. Kenan Yıldız bizim kilit oyuncumuz olacaktır. Avusturya maçına oranla rakip kaleye yakın oynayacağımız için Arda Güler ile Barış Alper de çok öne çıkacaktır. Hakan’ın dönüşü önemli, daha önemlisi ise İsmail’in yerine kimin oynayacağı. İlk aday Salih gibi dursa da Okay’ın da oynama ihtimali yüksek. Kimin oynayacağı değil, nasıl oynayacağımız önemli. Güçlü, sakin ve az top kaybıyla oynayıp soluğu yarı finalde alacağımıza yürekten inanıyorum.
ÇÖZEMEDİLER HALA AY-YILDIZI | ERCAN GÜVEN
Futbolun gerçekleri ve uluslararası terazisi çeyrek finaldeki rakibimiz Hollanda’nın “maçın favorisi” olduğunu gösteriyor…
Ne güzel!.. Tıpkı Avusturya gibi.
Onları şaşırtan Ay-Yıldızlı takımın öngörülemezliği. İşe tersten başlamazsak başarıyı yeni başarılara kaldıraç yaptığımızı bilmiyorlar bizim.
Kimliğimize bakıyorlar; pas oyunu mu oynuyoruz, hayır… Geçiş oyunu mu, bazen. Önde baskı, savunma, ihtiyaç olduğu zaman. Resmi verilerle çözemiyorlar.
Çünkü bizim özelliğimiz turnuvaya, maça kolaylıkla uyum sağlamamız ve oyunun beklediğini yapmamız.
Bitmedi… Hollanda karşısında avantajımız, zaten çeyrek finale çıkıp hedefi tutturmuş, moralde zirve yapmışız. Yedi gol atmış, üç maçı kazanmışız EURO 2024’ün ilk düdüğünden beri. Bir de Berlin’de “ev sahibi” sayılırız ayıptır söylemesi!
Elbette Hollanda iyi bir takım. Ekol. Ama onlara önde basan Avusturya’nın 26 top kazanmışlığı var kısa bir süre önce.
Biz dahil kimse bilmiyor ne yapacağımızı!.. Kanat bekleri saat gibi çalışırsa ne olur? İsmail yok ama Hakan Çalhanoğlu, Arda Güler gibi iki “sniper” olacak sahada. İrfan Can faktörü ya 11’de ya kulübede bir tür sigorta.
Ve karşımızda, maçın yarısını neyi-nasıl oynadığımızı çözmekle harcayacak Hollanda. Belki de “Avusturya daha zordu” diye konuşuruz maçtan sonra.
ZOR AMA KAZANABİLİRİZ | HALİL ÖZER
Hollanda’yı isim isim yazmaya gerek yok. Özellikle hücum yönleri bir hayli güçlü. Savunması zaten malum. Son 16 turunda Romanya’yı 3-0 yenerken çok etkiliydiler. Hem sette hem de geçişlerde kaliteli oyunculara sahipler.
Ancak Avusturya grupta Hollanda’yı adeta kök söktürerek (3-2) yendi. Biz de onları eledik. Yani basit matematik olarak bizim yenmemiz gerekiyor! Ama tabii öyle olmayacak. Sadece yapmamız gerekenleri yapalım yeter. Terimizin son damlasına kadar mücadele etmeliyiz. Tekmeye kafa koyup, dişe diş futbol kavgası yapmalıyız.
Asla yılmamalıyız. Konsantrasyon ve aşırı olmamak kaydıyla özgüvenli olmalıyız.
Dikkatli savunma ve iyi dağılım şart. En ustalıkla yaptığımız tarz olan rakibi kaos futboluna çekme taktiğini yine sahaya yansıtmalıyız. Avusturya maçındaki kararlılık, enerji ve kazanma arzusunu ortaya koymalıyız.
Elbette soğukkanlılık… Bence en önemlisi bu.
Tabii bir de Arda Güler, Hakan Çalhanoğlu. Takımımızın kilit adamları. Mutlaka iyi oynamalılar. Tüm bunları yaparsak Hollanda’yı da geçeriz. Ama bana göre Avusturya’dan zor olacak. Bunu herkes anlamalı. Kısacası tansiyon haplarınızı içmeyi unutmayın.
ŞİMDİ SANTRFORSUZ OYUN LAZIM | BURCU KAPU
Avrupa’nın en iyi 8 ekibinden biri olan A Milli Takımımız artık sonuç ne olursa olsun alkışlanmalıdır. Ama akıllı bir oyunla Avusturya’dan sonra Hollanda’yı elememiz de mümkün. Yetenekli oyunculara sahip Hollanda santrforsuz oynamamız gereken yegane rakip olabilir. Kenar oyuncularımızın savunma performansının önemli olacağı maçta Kenan Yıldız yerine Kerem Aktürkoğlu tercih olmalı.
Şimdiye kadar ceza sahası içinden şutlarda sorunluyduk. Başta Arda Güler’in ceza sahasına sızma koşular yapmak yerine yay çevresinde bekleyip topu ayağına isteyen profilde oyuncu olması sebebiyle…
Ancak rakip onun top dağıtmasını önlemek için etrafını kalabalık sardığı sürece arkadaşlarına hem boş alan hem sayısal üstünlük imkanı sağlıyor. Bu demek ki Hakan Çalhanoğlu ve Barış Alper’in şut tercihleri çok önemli.
Hollanda’da Xavi Simons, Gakpo ve Depay gibi oyuncuların ön bölgedeki gezgin oyunu bizi dağıtabilir. Stoperlerimizin ekstra konsantrasyona ihtiyacı var. O zaman kafamda bir soru, Vincenzo Montella acaba Samet Akaydın ısrarını mı sürdürecek yoksa iki gollü Merih Demiral ile devam mı edecek?