Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinde, bölgede arama kurtarma çalışmaları sırasında başından dumanların çıktığı fotoğrafıyla medyada yer alan Mustafa Aydın, AA “Yılın Kareleri” oylamasına katıldı.
Aydın, AA foto muhabirleri ile muhabirlerinin yurt içi ve dışında çektiği, “Haber”, “Çevre-Yaşam” ve “Spor” ile bu yıla özel eklenen ” Deprem: Umut” ve ” Gazze: Kanıt” kategorilerinde oylamaya sunulan toplam 147 fotoğrafı inceledi.
Aydın, “Deprem: Umut” kategorisinde Aytuğ Can Sencar’ın “Hayata Tutunan”, “Gazze: Kanıt” kategorisinde Belal Khaled’in “Anneye Bakış”, “Haber” kategorisinde Mustafa Ünal Uysal’ın “Dağcılar Görev Başında”, “Çevre ve Yaşam” kategorisinde Klebher Vasquez’ın “Devin Ölümü” ve “Spor” kategorisinde Dursun Aydemir’in “Dünyanın Sultanları” isimli fotoğrafı tercih etti.
Arama kurtarma gönüllüsü Mustafa Aydın, AA muhabirine, daha önce ilk yardım ve arama kurtarma eğitimi aldığını, Van, İzmir ve Gölcük depremlerinde de yardım için bölgeye gittiğini anlattı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat’ta yaşanan depremi öğrendiğinde bölgeye gitme kararı verdiğini belirten Aydın, ” Hatay’a 19 saatlik yolculuğun ardından gittik. Daha otobüsten malzemelerimizi indirmeden yanımıza gelen bir kız çocuğunun ‘Enkazdan babamın sesini duyuyoruz ama çıkartamıyoruz, evimiz yakın’ demesi üzerine bulduğumuz birkaç parça malzemeyle enkazın başına gittik ve kazmaya, çalışmaya başladık” dedi.
AA Yılın Kareleri oylamasında “Deprem: Umut” kategorisinde “Kurtarıcı” isimli fotoğrafta başından buhar çıkarken görüntülenen Mustafa Aydın, o karenin hikayesini AA muhabirine anlattı.
Fotoğrafın çekildiği sırada depremin yaklaşık 101’inci saatinde olduklarını, o ana kadar hiç uyumadığını dile getiren Aydın, 600 Evler Sitesi’nin enkazındaki depremzede Hikmet Yiğitbaş’a ulaşmak için 4,5 saat aralıksız çalıştığını anlattı.
Bitkinliğin sebebinin uykusuzluk olduğunu belirten Aydın, şöyle konuştu:
“Biz başka bir binada çalışmalarımızı tamamlamış ve kampa geri dönüyorduk. O sırada Hikmet Yiğitbaş’ın bulunduğu enkazdan ses duyduğunu söyleyen bir genç yanımıza geldi. Ben de gidip enkazda dinleme yapmak istedim. Sesimi duyan var mı? diye seslendim ve Hikmet’in ‘Buradayım abi’ dediğini duydum. O andan itibaren enkazı bırakmamız mümkün değildi. Daha sonra binayı tanıyan birinden binanın şekliyle ilgili bilgi aldık ve çalışmaya başladık. Hikmet’i, yaşadığı dairenin iki kat altında yatak odasında bulduk.”
Fotoğrafının çalışma yaptığı enkazdan dışarıya çıktığı ve sağlık ekiplerine depremzedenin durumu hakkında bilgi verdiği sırada çekildiğini kaydeden Aydın, “Hikmet’e ulaşmıştım, onu sıkıştıran moloz yığınını açmak için kesintisiz 4,5 saat çalıştım çünkü kolu arka tarafında kalmıştı, morarmaya başlamıştı. O kadar süre boyunca ten tene, göz göze, hiltinin ısısı, toz duman arasında Hikmet’le dip dibe kaldık. Artık çıkarmaya sıra geldiği için çıkıp sağlık ekiplerine bilgi vermem gerekiyordu” diye konuştu.
Çalışma yaptığı kurtarma koridorunda ısının yaklaşık 40 dereceyi bulduğunu, dışarıda ise -8 derecelik bir sıcaklık olduğunu anlatan Aydın, “Vücudum havadan daha sıcak olduğu için, vücut ısım soğuk buharlaşma ile kafamdan çıkmış. Ben farkında değildim, oradaki diğer gönüllü arkadaşlar biraz soluklanmam için kafamdan bareti çıkarıp bana su vermişlerdi. O sırada da öyle bir görüntü oluşmuş.” ifadelerini kullandı.
“Döndüğümde, kendi hayatımda büyük bir enkaz oluştu”
Deprem sonrası normal hayatına döndüğünde yaşadıklarına da değinen Aydın, “Kendi hayatımda büyük bir enkaz oluştu. Psikolojik bir enkaz; travmalar, sanrılar. Sonra maddi bir enkaz oluştu, 15 yıl önce kurduğum iş yerim kapanmanın eşiğine geldi” açıklamasında bulundu.
Deprem bölgesinde kaldığı sürede yapamadığı ödemeler nedeniyle bankalarla bazı sıkıntılar yaşadığını dile getiren Aydın, şunları kaydetti:
“Biz oraya insan hayatına dokunmak için gittik. Bana arabasını vermek isteyenler, evinde birikmiş parasını teklif edenler oldu. Bir tane teyze, ‘Beni çıkarttığın yerde dolabın içinde hac param var, onu al’ dedi ama biz bunları kabul etmedik. Biz, maddi beklentiler için gitmedik. Ama dönüşte kendi hayatınızda maddi çöküntüler yaşamak çok kötü. Orada yaşadıklarımın bana verdiği gururu başka hiçbir şey veremez.”